28 Eylül 2010 Salı

Erasmus ekibi ile Litvanya Gezintisi(Trip to Lithunaian Seasides)



           Erasmus'da olduğum süre boyunca sanırım teknik konularda yazmaya pek fırsatım olmayak gibi görünüyor:)(bölüm açısından pek olumlu olmasa da bu dönem gezmeye biraz daha fazla zaman ayıracakmışım gibi görünüyor:))

            Zamanım ve Türkçem yettiğince Erasmus süresince yaşadıklarımı,gözlemlerimi,maceralarımı kişisel sayfamda paylaşmak istiyorum(biraz günlük misali olacak ama olsun......) 

          Bu haftasonu Erasmus öğrencileri ile Iro'nun(International Relation Office) düzenlediği "Trip to  Lithunaian Seaside"  gezisine katılma şansına sahip oldum.Cumartesi sabahı  2 otobüs ile yola çıktık.Bizim bindiğimiz otobüs 2 katlı otobüstü.Çocukluğumdan beri  hep 2 katlı otobülere binmeyi  istemişimdir(çok mahsum ve gerçekleştirilmesi çok zor olmayan bir hayal olsa da gerçekleşmemişti şimdiye kadar:)),bu ilikimi de Erasmus ile yaşadım.Arkadaşlarla otobüsün üst katının en önünü kaptık,önümüz apaaçık olduğu için  harika manzaraları izleme imkanına sahip olduk.Rotamız  Kaunas-Panemunė – Ventės Ragas – Klaipėda – Kuršių Nerija-Nida şeklinde idi.İlk gün Vilnius'dan başlayarak Klaipeda'ya kadar geze geze gittik,otele vardığımızda saat 9 olmuştu.İlk günkü yolculuğumuz boyunca Litvanya köylerini gördüm ev yapıları,doğası çok hoşuma gitti.Köylerinden birinin görüntüsünü sizle de paylaşmak istiyorum:


       İlk olarak Raudondvaris (red manor)   denen Kaunas'a yakın bir yerde durduk orada Festival vardı,Havest Autumn Festival-mevye sebze toplama zamanı bitince yaptıkları bir festival imiş,Geleneksel Litvan giyim-kuşamı;festivalden bir görüntü:


            ormanda biraz gezinti yaptıktan   sonra castle of Raudonė(Raudone kalesi)  gezdik,doğası muhteşemdi, hertaraf yemeyeşil idi,gerçi Litvanya'nın her tarafı  ormanla kaplı,oksijenden çarpılacam diye korkuyorum biara; malum alışkın değiliz bukadarına:)Kale 33 metre yüksekliğinde idi,kaleden görünen manzara büyüleyiciydi,Nemunas Nehri ve yeşilin kombinasyonu;castle of Raudonė'den birkaç kare:










        Raudone kalsinden sonra  Rambynas Dağına çıktık,dağ diyorum ama Türkiye'de ona "tepecik" bile  denilmez,Litvanya düz bir coğrafi yapıya sahip olduğu için yükseltileri de dağ olarak adlandırıyorlar,otobüsle dağın zirvesine çıktık,aşağısında yaklaşık 10 dakika kadar inilen ahşap merdivenler vardı,merdivenleri bitirince Nemunas Nehrine vardık,bir de merdivenlerin çıkması vardı ki bayağı yorucu idi.Ama dağın tepesindeki manzar müthişti,işte o müthiş manzaralar:







Vee ogün içinde en çok beğendiğim yer-Ventės Ragas - bird ringing station(Türkçeye kuş cenneti olarak çevrilebilir)Binlerce çeşit kuşun olduğu ve kuşlarla ilgili araştırmaların yapıldığı bir yer idi,ayrıca Baltic denizini gördüğümüz ilk yerdi,daha doğrusu Curonian Lagoon(lagün-yani denizin bir parçasının kara ile çevrilmesi sonucu oluşan yapı).Ayrıca bi bilgi daha eklemek istiyorum:Curonianlar Litvanya'da yaşamış bir etnik grup  imiş.Lagünün biraz dah netleşmesi için bu haritaya göz atabilirsiniz:




       Burada dünyada kuş sesi çıkarmada 1. ve 2. olan amcalarla tanıştık,bize kuşlardan,göç yollarından falan bahsettiler biraz.Dünyada kuş sesi çıkarmada 1. olan amca 7000 çeşit kuş sesi çıkarabiliyormuş.Ayrıca o gün benim içn bir ilk daha gerçekleşti:Bikaç kişi seçip ellerine  kuş veriyorlardı,bana da vermek istediler ilk başta korktum ama amca ısrar edince alıverdim,hayatımda ilk defa kuşu elime aldım,o elimde çırpındıkça içim titriyordu:)sonra kuşları özgür bıraktık,ben memleketime uçurdum.......

Kuş cennetinden birkaç güzel kareyi sizle paylaşayım:









      Böylece O günkü gezimizi bitirmiş olduk,akşam 8 9 gibi Klaipeda'ya vardık,otele yerleştik ve zaman kaybetmeden:) şehirde turlamaya başladık.Litvanya'nın 3. en büyük şehri olan Klaipeda turistik bir yerdir ,yazları turist akınına uğruyormuş,.Ama bizim gezdiğimiz gece sokaklar boşboştu,şehir çok sessizdi,mevsimden kaynaklı galiba.Old town'da biraz gezindik,yapılar çok güzeldi.Klaipeda'dan üstte bahsettiğim gibi Curonian Lagoon geçiyor(kapalı deniz).
Geceyi Amberson Otelinde geçirdik,otelimiz Klaipeda'nın en güzel oteli imiş,baya lüx bir yerdi:)
            Sabah 9da tekrardan buluştuk ve artık Baltic denizindenki gezitinlere başlamanın zamanı gelmişti(benim sabırsızlıkla beklediğim kısım).İlk olarak feribot ile karşıya geçtik,yani lagünün karşı tarafına geçmiş olduk .Witches' Hill, unique Parnidis sand dune in Nida   olarak tanımlanan tepeye tırmandık,Otobüsten inip yürümeye başladığımız zaman,adeta çölü andıran bir sahada yaklaşık 15 dakika kadar yürüdük,sonrasında denizi görebileceğimizi hiç tahmin etmezdim.Bu kısa yolculuğun sonunda uçurumun aşağısında Baltic denizi görünüyordu,bir tarafta da ormanlık alan ,çok güzel bir kombinasyondu,manzalar harikaydı.Dayanamayıp ayakkabılarımı çıkardım,kumda yürüdüm,çok zevkliydi.Baltic denizinin kumu da Türkiye'dekilere göre çok farklıydı,beyaz şeffaf bir görüntüsü vardı.
İşte bahsettiğim harika manzaralar:










       Bir de size Amber taşından bahsetmek istiyorum:Amber taşı sadece Baltic denizinden çıkan,çok değrli yani pahalı bir taştır.Doğal ve işlenmiş şekillerini gördük.Geçen sene gelen arkadaşlar Klaipedaya giderseniz ordan mutlaka amber taşı alın diye özellikle tembihlemişlerdi ,orda daha ucuz olur demişlerdi.Gerçekten çok güzeldi,takılar yapılmıştı,tabi ben de tahmin edebileceğiniz gibi  kendime ve arkadaşlarıma hediye amber taşından yapılma aksesuarlar aldım.Bir de amber taşı ile ilgili en çok şaşırdığım şeylerden bir tanesi de bazı taşların içinde böceklerin olması idi,içinde böcek olması doğal hali imiş.
Şöyle amber taşından manzaralar:



Gezimizin son ksımında Nida'ya vardık.Nida ile ilgili de birkaç bilgi vereyim:Litvanya'nın şehirlerinden olan Neringa'ya bağlı olan Nida kasabası,Unesco tarafından korumaya alınmış,kumulu ile ünlü,Curonion  Spit olarak adlandırılan bölgenin en önemli kısımlarındandır.
Kasaba turistik bir yerdir ve çok güzel villalar inşa edilmiştir,orada 2 saat geçirdik fakat doyamadık.Sahilden,denizden taş topladık,sahil boyunca gezdik...Bu güzellikleri görebildiğim için kendimi gerçekten çok şanslı hisettim........
Ve son olarak beni büyüleyen sizinle de paylaşmak istediğimi birkaç kare:












Hayatım boyunca unutamayacağım güzel birkaç gün geçirdim,bu iki gün boyunca hava okadar güzeldi ki,Litvanya da ilk defa böyle güzel hava gördük.

Gözlemlediğim kadarıyla paylaşmaya çalıştım,umarım eğlenceli bir yazı olmuştur.......................



Derya Gündüz

Hiç yorum yok:

 
Facebook

Bizi takip edin!

ESOGÜ Bilişim GünleriESOGÜ Bilişim Günleri