28 Ekim 2010 Perşembe

Programcı ve kodlarla uğraşanlara ithafen güzel bir şarkı:)


And so you code:)





DERYA GÜNDÜZ

Hastalık Teşhisi:Küçük Dilbert mühendis olacakmış:)

Annesi küçük Dilberti doktora götürür,hastalığı  ne biliyor musunuz?
Küçük Dilbert mühendis olacakmış,komik bir video:)



DERYA GÜNDÜZ

Keman eşliğinde efsane oyun Super Mario


Birçoğumuz çocukluğumuzda oynamışızdır bu oyunu,benim de oynadığım ilk bilgisayar oyunu,oynarken nasıl zıplardık,elimizi kolumuzu kaldırıdık,turnuva düzenlerdik:)prensesi  kurtardıktan sonraki mutluluk herşeye bedeldi:)
İşte efsane oyunun keman eşliğindeki efektleri,eğlenceli bir video:)




DERYA GÜNDÜZ

Öğrenci işi İşletim sistemi:UberStudent




Öğrenciler için Linux: UberStudent.

Hayatınızı kolaylaştıran, size tembellik için zaman kazandıran özel bir işletim sistemi ile tanışın!


Hangi Ubuntu sürümü diye düşünen öğrencilerin karşısında yeni bir seçenek daha var: UberStudent.
UberStudent, öğrenciler için özelleştirilmiş, farklı yetenekler sunan özel bir Linux sürümü. Elbette tamamen ücretsiz. Ubuntu kadar kolay olmamasına karşın öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik araçlarla dolu olarak gleiyor ve ucuz netbooklarda çok iyi çalışacak şekilde tasarlanmış.
Debian tabanlı bir Linux sürümü olan UberStudent bir DVD'yi dolduruyor. Video düzenlemeden oyun oynamaya, görsel düzenlemeden tutun da akademik yazım araçlarına kadar sayısız özelliği var.

Avantajları ve zorlukları
Bir Firefox eklentisi olan Zotero'yu önemli bir pozisyona yerleştiren uygulama alıntıları topluyor, OpenOffice'in UberStudent sürümüne aktarıyor ve böylece akademik yazımlarda kaynakça oluşturmayı kolaylaştırıyor. Otomatik bibliografya oluşturma, farklı tarz seçenekleri ve sayısız uyuglama barındırıyor.
Bu sürümün içindeki uygulama sayısı keşfetmenizi biraz zorlaştıracak olsa da kullanmayı çözdüğünüzde ve alıştığınızda çok zaman kurtarabilirsiniz.
Ubuntu 10.04 paketinde yeralan uygulamaların çoğu ve gelen kutularının tamamını entegre eden araçlar, zaman ve program yönetim uygulamaları, e-kitap araçları, bulut bilgi işlem araçları, Thunderbird, Google Chrome ve çok daha fazlasıyla son derece güçlü.

haber kaynağı:veteknoloji.com

indirmek için  tıklayın


DERYA GÜNDÜZ

İşte Hayatımızı Değiştiren 10 Teknoloji

İnternetten Bilişim haberlerini okurken şöyle bir haber gözüme çarptı,paylaşmak istedim.

Son yıllarda internet teknolojisinde yaşadığımız muazzam gelişimler öylesine hızlı ki nasıl bir değişim içinde olduğumuzu bile fark etmekte zorlanıyoruz.
Bir zamanlar bilimkurgu filmlerine konu olabilecek hayat biçimleri artık sıradan bir günün parçası oluverdi. Daha birkaç sene önce hayret ettiğimiz bazı yeni teknolojiler bugün nostaljik oldu.
Değişen web teknolojileri sadece sanal hayatımızı değil gerçek hayatımızı da etkiliyor.

 Son 10 yılda hayatımızı değiştiren teknolojiler:

1) Wi-Fi
2) Web tarayıcıları
3) Web arama motorları
4) VoIP
5) Web 2.0
6) Sosyal medya
7) e-bankacılık ve e-ticaret
8) Akıllı telefonlar
9) Mobil internet
10) Tablet bilgisayarlar
  

25 Ekim 2010 Pazartesi

Matlab'da Cell Array(Hücre Dizileri)

              
               Cell Array'in türkçesi "Hücre Dizisi"  demektir.Dizi oluştururken dizinin içine aynı tipten veriler atardık.Cell Arraylerde alışılmışın dışında tek tip veri yazmak zorunda değiliz, birbirinden farklı veri tiplerini içeren bir dizi oluşturabilme imkanı sağlar.Kullanımı şu şekildedir:

ca={4,[1 2 3;4 5 6],'derya','c'}  %   gördüğünüz gibi oluşturduğum dizide integer,matrix,string veri tiplerini bir arada kullandım.

matlab ekranına yukarda yazdığım kodu yazarsanız şöyle bir çıktı alırsınız:

ca =

    [4]    [2x3 double]    'derya'    'c'

Diğer dizilerde olduğu gibi cell arraylerde istediğiniz elemana ulaşabilmeniz mümkündür,şu şekilde ulaşabilirsiniz:      

ca{2}

Şöyle bir çıktısı olacaktır:

ans =

     1     2     3
     4     5     6

Eleman olan matrixin tek elemanına da ulşamak mümkündür:
ca{2}(2,2)         

ans =

     5


Hatta cell arraye eleman olarak başka bir cell array yazmak da mümkündür:

bigca={ 2,'derya',ca,[1 2 3;3 4 5] }

bigca'den ca deki  elemanlara da ulaşabilmek mümkündür,ca deki matrixdeki herhangi bir elemana ulaşmak istersek:

bigca{3}{2}(2,2)


ans =

     5

Bir de "cellplot"  denen bir konut vardır bu da dizinizin şekilsel gösterimini verir,bizim oluşturduğumuz ca ve bigca in nasıl gözüktüğüne bir bakalım:

cellplot(ca)


cellplot(bigca)


"Num2cell"  adındaki komut da normal olarak yazılmış ifadeleri(matrix ya da integer tipinde veriler olabilir) cell arraylere çevirir,kullanımı şu şekildedir:


num2cell([1 2 3;4 5 6])

ans =

    [1]    [2]    [3]
    [4]    [5]    [6]

Cell array oluşmuş oldu.




DERYA GÜNDÜZ

19 Ekim 2010 Salı

Matlab'da Fonksiyonlar

        
         Matlab'da kendimizin oluşturduğu fonksiyonları bir m-file'a kaydedip o şekilde kullanmak çoğu açıdan daha fonksiyoneldir.Bu m-file'ı oluşturuken dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta var,bunları maddeleyerek anlatmak istiyorum:

  • m-file'ı fonksiyona verdiğiniz ismi ile kaydetmelisiniz,örneğin fonksiyonun ismi "f" is "f.m"  şeklinde kaydetmelisiniz,
  • kod yazmaya "function" ile başlamalısınız, örneğin;
               function y=f(x)
                    y=x+3
  • m-file içinde tanımladığınız tipler oranın içinde geçerlidir yani localdir,başka yerden ulaşmazsınız,
  • kaç tane input ve output kullanmak istediğinizi siz belirlersiniz,
     function [x,y]=fon(a,b,c)                  %    burda fon fonksiyonu için 2 output ve 3 input vardır
       x=a+b+c
       y=30-x 
command window'da fonksiyonu kullanırken de(birden fazla input ve outputu olanlar için)
            x=fon(1,2,3)             %  x=6
           ya da
           [x,y]=fon(1,2,3)      % x=6 ve y=-24 sonucunu alırsınız

  • kendi oluşturduğunuz fonksiyonda yazdığınız yorum satırlarını "help fon" dediğinizde görüntüleyebilirsiniz,fonksiyonunuzu daha da fonksiyonel hale getirmiş olursunuz,fakat burda yazdığınız ilk blok help dediğiniz kısımda görünür,



  • nargin(number of input arguments) fonksiyonda kaç tane input kullanıldığını geri döner,çeşitli kontroller de yapılabilir.
        function x=fon(a,b,c)
             if nargin==3
                   x=a+b+c
         else
             disp('yazılan argumenler yetersiz')
        end
        gibi bir örnek verilebilir.

  • nargout(number of output arguments),kaç tane output kullanıldığı bilgisini geri döner,
  • kullanılacak olan input ve output sayısını  varargout,varargin kullanarak tam  olarak belirtmesek de olur,
      function varargout=fon(varargin)                %şeklinde tanımlama yapılır ve isteğe göre kontroller yapılabilir


DERYA GÜNDÜZ

12 Ekim 2010 Salı

Erasmus Hakkında genel bilgiler(Erasmus Mektubu)

     Hazırlık sınıfında iken Hocam olan Nadire Arıkan,benden  hazırlığa yeni gelen öğrencileri teşfik ve bilinçlendirme amacı ile öğrencilerine bir mektup yazmam ricasında bulundu.Mektupta Erasmustan,ingilizceden,öğrencilerin hazırlıkta iken yapması gerekenlerden bahsetmemi istedi.
Bu mektubu yazmak benim için bir zevk oldu,umarım okuduğu arkadaşalara az bile olsa katkım olmuştur,
erasmus konusunda yardıma ihtiyacı olan arkadaşlara yardımcı olabilir diye mektubu aynen bloğumda da yayınlamak istedim:


 Merhabalar arkadaşlar,
         Kısaca kendimi tanıtmam gerekirse,ben Derya Osmangazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendsiliği 3. Sınıf öğrencisi,bu dönemi erasmus ile Litvanya’da geçirmeye hak kazandım,öğrenimim bu dönemini Vilnius Gediminas Technical University’de geçireceğim.Erasmus demişken  Erasmusun ne olduğu ile ilgili kısa bilgiler vermenin de faydalı olacağını düşünüyorum.İlk defa duyan ya da duyup da çok fazla bilgisi olmayan arkadaşlar olabilir,çünkü ben de Üniv.ye başladıktan sonra böyle bir programın olduğunu öğrenmiştim.

         Erasmusun İngilizce karşılığı “Exchange student”tır,yani Avrupa birliği ve Avrupa Birliği’ne girmeye aday ülkeler arasındaki öğrenci değişim programıdır.Bu programa dahil olan üniv.ler  ile yine Üniversitesinde Erasmus programı olan diğer üniv.ler  kendi aralarında anlaşma yapıp  her sene çeşitli kriterlere  göre seçtikleri öğrencileri  anlaşma yaptıkları üniv.lere   bir dönemliğine ya da 1 seneliğine gönderiyorlar.Tabi ki Erasmus programına başvurabilmenkiçin çeşitli kriterler var :Bunlar ortalamının 2.00 üzerinde olması ve girilen İngilizce sınavlardan en az 50 almış olmak,tabi ki bunlar minimum şartlar,kendi bölümünden kaç kişinin başvurduğu da önemli bir nokta,sıralama yukardan aşağıya doğru oluyor ve her üniversiteye ortalama 3 öğrenci gönderiliyor.Puan hesaplaması yapılırken de  okul ortalamasının %50si ve İngilizce kısmının  da %50si alınıyor.İngilizce kısmında yazılı sınavın %75’i sözlü sınavın  %25’i alınıyor.Yazılı sınav bizim hazırlıkta girdiğimiz  midterm ve final sınavları ile hemen hemen aynı düzeyde, bundan dolayı hazırlığı verimli geçirmiş arkadaşlar büyük bir ihtimalle yazılı ve sözlü sınavı hiç zorlanmadan atlatacaklardır.Ben de sınavdan 1 ay önce sadece hazırlıkta öğrenmiş olduklarımı  gözden geçirdim ve birkaç test çözerek en yüksek puanlardan birini aldım.Başvurular ikinci dönemin başlarında oluyor.

            Erasmus ile ilgili birkaç teknik bilgi verdikten sonra şimdi işin eğlenceli taraflarından bahsetmek istiyorum:Bugün itibari ile buradaki 1 ayımı tamamlamış oldum.Burada dünyanın her tarafından gelen öğrenciler ile beraber  erasmus yurdunda kalıyorum ve oda arkadaşım Check Cumhuriyetinden.Çok farklı karakterleri,kültürleri  tanıyabilme lüxüne sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.Tabi işin bir de “CultureShock” tarafı var ama şokun etkisi 1 2 hafta içinde geçiyorJDüşündüğüm zaman  değişik ülkelerden gelen öğrencilerin,bizim  ve  buradaki halkın herkesin farklı bir dili var ve herkes kendi dilini konuşuyor olsaydı anlaşmak ne kadar zor olurdu.Ama neyse ki İngilizce var da bizi bu dertten kurtarıyorJİngilizce sayesinde Çeklisiyle ,Almanıyla ,Litvanıyla hatta Korelisi ile bile anlaşabiliyorsun ve bildiğin bu dil dünyanın her tarafında geçerli.Ne kadar güzel değil mi?Genelde bütün ülkelerde gençler  çok iyi İngilizce biliyor,orta kesim de derdini anlatabilecek kadarını biliyor.İlk 2 -3  haftada Litvanya’nın içini gezdik,hatta bir haftadan sonra da kendimiz gezmeye başladık,sora sora araştıra araştıra gezdik.Şimdi de birkaç arkadaş ile beraber yurtdışına çıkmaya başladık,Letonya’ya,Finlandiya’ya gittik ve gitmeyi planladığımız bayağı bir ülke var.Gezilere giderken bütün ayarlamaları :bilet,gezilecek yerler,harita vs  gibi bütün ayarlamaları  kendimiz yaptık.Gittiğiniz ve gideceğiniz bütün ülkelerde   bildiğiniz dil derdinizi anlatmaya ve kendi başınıza  gidip gezmeye yetiyor ,bunların olabilmesi için de İngilizceyi biliyor olmanız gerekir  çünkü derdinizi  başka türlü anlatamıyorsunuz ,burada bazen inglizce bilmeyen  market çalışanları ya da otobüs şoförleri karşılaştığımız   zaman ve bir şeyler sormak zorunda olduğumuz   anlaşmak bir hayli zor oluyor ,sağır dilsizler gibi işaretleşiyoruz JKeşke diyorum mümkün olsaydı da onların dillerini  de konuşabilseydimJ.Diğer ülkelerle kıyaslama yaptığım zaman en kötü ingiilizcesi olan maalesef ki Türkiye’den gelenler.Diğer ülkelerden gelenlerin  İngilizcesi çok akıcı ve hepsi çok iyi konuşabiliyor, üniversite öğrencileri bi yana buradaki lise öğencileri bile birçoğumuzdan daha iyi konuşabiliyor.Çünkü liseden itibaren  eğitim dilleri İngilizce oluyor ya da eğitim siteminin zorlaması ile öğreniyorlar.Bizim  ülkemizde ise  genelde tek şans üniversitelerdeki hazırlık sınıfları oluyor,bu yüzden ingiizceyi ne kadar iyi bildiğimiz  hazırlık sınıfını nekadar iyi değerlendirdiğimize kalıyor.Düşünüldüğü zaman aslında bu kadar önemli bir dil için 1 sene feda ediliyorsa  ve İngilizce dışında hiçbir ders olmayacaksa,bu şansı değerlendirmek gerektiği sonucuna varılabilir.İngilizcenin sadece konuşulduğu ortamda ne kadar önemli olduğundan  bahsettim ama elbette ki İngilizcenin bizim ülkemizdeki önemi de gün geçtikçe artıyor.Mesela İngilizce eğitim verilen bölümlerde okuyan arkadaşlar,ya da daha ilerisinde çalışacağınız iş yeri için minimum istenen  dil İngilizce,örnekleri çoğaltmak mümkün tabi ki.Ben hazırlık sınıfını iyi değerlendiren insanlardanım sanıyorum,burada dil açısından pek bir zorluk yaşamıyorum çünkü.Hazırlık sınıfını geçmek yeterli mi derseniz tabi ki değil,sürekli konuşulmayan bir ortamda bulunmadığın sürece en azından “speaking” de eksiklikler olacaktır.Bu yüzden Erasmus ya da Work and Travel gibi programlar iyi çözüm diye düşünüyorum.
Yazılacak çok şey var aslında  çok değişik tecrübeler ediniyorum burada çünkü  sizi fazla sıkıp  zamanınızı çalmayayım.Şimdilik  söyleyeceklerim bukadar ama erasmus ya da başka konular ile ilgili yardımcı olabileceğim bir şey olursa mail adresimi falan Nadire Hocam’dan alabilirsiniz.

Hepinizi   saygıyla selamlıyorum ve Nadire Hocam’dan ders alabilme lüxüne sahipseniz bu şansı iyi değrlendirmelisiniz diyorumJ………

7 Ekim 2010 Perşembe

Letonya gezisinden aldığım notlar.....

          
            Geçtiğimiz haftasonu arkadaşlarla beraber gerekli ayarlmaları yapıp Letonya’ya gittik.Orda 3 gün geçirdik.Vilnius’dan Letonya’nın başkenti Riga’ya gittik.Otobüs ile Vİlnius’dan Riga’ya 4-5 saat sürüyor.Bu yazımda Letonya’daki gözlemleri ve edindiğim bilgileri sizlerle de paylaşmak istiyorum.Önce Letonya ile ilgili birkaç bilgi vermenin faydalı olabileceğini düşünüyorum(Gitmeden önce bazı notlar almıştım onlardan ve gözlemlerimden  aktarımlar yapacağım):

*Letonya Kuzey Avrupa’da yer alan bir Baltık ülkesidir,2004’den itibaren de AB üyesidir,
*Nüfusu 2,300,000 civarındadır.Nüfusunun yarıya yakını Ruslardan oluşmaktadır(Rusya’dan kopma bir devlet olduğu için),
*Resmi dilleri Letonca’dır.Letonca Hint-Avrupa dil ailesindendir,
*Letonya özellikle Litvanya ile karşılaştırdığım zaman bayağı  gelişmiş bir ülke, gözlemlediğim kadarıyla  insanları daha modern (giyimleri gibi) ve eğitimli (güzel aksanlı bir ingilizceleri vardı) görünüyorlardı. Aynı zaman da çok zengin bir ülke,bu şehirlerinin bakımlılığından para birimlerinin çok değerli olmasından(özellikle para birimlerinin Eurodan daha değerli olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım) ve pahalılıktan anlaşılabiliyor.
Para birimleri “Lat” ve 1 Lat=2.78 TRY=1.41 EUR’dir.
Orda bir şeyler alacağımız zaman çok ucuz gibi görünüyordu örneğin otobüs biletlerinin 0,50 lat (1.400 TRY)  olması,çok ucuz gibi görünüyor fakat Türk parasına ya da Litasa çevirdiğimizde(özellikle litasa çevirdiğimizde şok geçiriyorduk) çok da ucuz olmadığını anlıyorduk.

*Letonyanın başkenti Riga’dır.Riga "Kuzeyin Parisi" olarak anılan bir şehir.Paris'i görmediğim için karşılaştırma ya da benzerlik kurma şansım yok ama Riga gerçekten büyüleyici bir şehirdi.Riga şehrin ortasından geçen Daugava Nehri ile Baltık denizine açılır.Nehir şehri ortadan ikiye ayırmıştır ve iki yakayı birleştiren köprüler vardır,bu köprülerden biri tren yolu olarak kullanılırken  diğer köprüleri de  taşıtlar ve yayalar kullanıyor.
Riga Baltık devletleri içindeki en büyük şehirdir.
”Vecriga”,şehrin kurulduğu yer olan tarihsel merkezi UNESCO  Kültür Mirası’na kabul edilmiştir ve sadece Viyana,St.Petersburg ve Barcelona ile karşılaştırılabilecek güzellikteki Art Nouveau yapılarıyla ünlüdür,şehirde dolaşırken bu yapılarla karşılaşmak mümkündür.Duvarlarda insan  ve diğer canlıların figürleri ilginç bir görünüm katıyor.Bu sanat yapısından birkeç kareyi sizlerle paylaşmak istiyorum:





Riga’da ulaşım tramvay,traylaybus ve otobüsler ile sağlanıyor ve tramvayın şehrin ortasından geçmesi  şehre mistik bir hava katıyor.
Yürüken  çok sayıda değişik ve tarihi yapıya rastlamak mümkün,ayrıca bu yapılar diğer bütün şehirlerde olduğu gibi tek bir bölgede yoğunlaşmamış,herhangi bir noktasında yürürken de bu yapıları görme şansınız oluyor.
Şimdi Riga’da bizim de gezdiğimiz ve tavsiye edebileceğim birkaç yeri resimler  ve kısa bilgiler ile tanıtmaya çalışacağım:

Riga tv and radio tower(tv ve raddyo kulesi):
 Baltık ülkelerindeki en yüksek yapı olan kule 1979 yılında inşa edilmiş yüksekliği yaklaşık  368 m dir ve Avrupa'daki en yüksek üçüncü yapıdır.Kuleyi hemen hemen şehrin her noktasından görebilmek mümkündür.Özellikle St.Peter Church Tower'a çıktığımız zamanki görüntüsü muhteşemdi.Eyfel Kulesi'ne benzer bir görüntüsü var.İşte kilisinin kulesindeki görüntüsü:




St.Peter Church and Tower(St.Peter Kilisesi ve Kulesi):
1660'larda tahtadan inşa edilmiş gothik mimari tarzında bir yapıdır.Kilise old townda yer almaktadır.2 lat verip kuleye çıkmak mümkündür,bunu şiddetle tavsiye ederim çünkü kuleden şehrin her yerini görebilirsiniz ve manzarası harikaydı.İşte Kilisenin ve kulesinden çektiğim birkaç manzara:

Kilise ve kulenin görüntüsü:


Blackhead house ile kilisenin meydandan çekilmiş resmi:


Solda Swed Bank binası, saat kulesi gibi görünen Dome Square ve boğaz köprüsünü andıran köprü:


Eyfel kulesine benzeyen: Tv Tower,açık kahverengi yüksek bina: enstitü binası ve  birbirine benzeyen 4 binadan oluşan Central market(eski alışveriş merkezi)


Blackhead House(karakafalıların malikanesi):
Yapı old townda yeralmaktadır.Mimarisi çok farklı ve büyüleyici idi,içine giremedik,sanırım ziyaretçilere açık değil.Bizim gittiğimiz gün Letonya'da önemli kişilerin bir araya geldiği bir buluşma vardı.



National Museum:
Nehrin kıyısında yer alan müze Letonya tarihi ve yaşantısı ile ilgili temaların sergilendiği bir müzedir.


Freedom Monument(Özgürlük anıtı):


Letonya'da görmek için sabırsızlandığım  yerlerden birtanesi idi.Pisetas kanalını ve parkını geçtikten sonra karşınıza bütün ihtişamıyla Özgürlük Anıtı çıkıyor.Özgürlük Anıtının üst kısmında elinde 3 yıldız taşıyan Milda adındaki kız heykeli var.Bu 3 yıldız Letonya'daki 3 tarihi  bölgeyi temsil ediyormuş: Kurzeme,Latgele,Vidzeme.Özgürlük anıtının olduğu meydanda özgürlüğü hisseder gibi oldum ve bu özgürlük hissinin hiç bitmemesi için o havayı içime çektim.


*Gezimizin 2. gününde Riga'dan 25 km uzakta Jurmala adındaki tatil kasabasına gittik.Oraya gidebilmek için şehir merkezindeki  tren istasyonundan 0,89 lat'a(öğrenci)  ödeyerek  her 20 dakikada bir kalkan  trenlerden  kullandık,30 dakikalık tren yolculuğundan sonra Jurmala'ya vardık.Jurmala 32 km kumsalı olan,Lielupe Nehri ve çam ormanlarından oluşan harika bir tatil kasabası.Kumsalı müthişti ve suyu çok berraktı,denize atlamamak için kendimizi zor  tuttuk:)İşte bu meuhşem kasaba ve kumsalından birkaç kare:






Hiç unutamayacağımız birkaç gün geçirdik...........

DERYA GÜNDÜZ

5 Ekim 2010 Salı

Matlab'da overlapping olayı

   Matlab'da çizim yaparken,aynı grafik üstünde birden fazla fonksiyonu çizmek zorunda olduğumuz zamanlarda  verilen x ve çıkan y değerlerine göre grafikteki  görüntüsünde zaman zaman istenmeyen durumlar ortaya çıkabiliyor,örneğin bekleneden daha farklı bir grafik çıkabiliyor karşımıza.Bunun nedeni overlapping olabilir,yani grafiklerin üstüste binmesi  ve  de net görüntülenememesi olayı:Bunu bir örnekle anlatmak daha açıklayıcı olacak sanıyorum,


X=[0 ,2π]
Y1=ex
Y2=e2x

veriliyor ve bu iki fonksiyonu aynı grafik üzerinde çizmemiz isteniyor.
ilk yazacağımız  matlab kodu şöyle olacaktır:

X=0:0.1:2*pi
Y1=exp(X)
Y2=exp(2*X)
plot(X,Y1,'g+',X,Y2)

bu koddan da çıkacak şekli şöyle olacaktır:

   
        Gördüğünüz gibi iki grafiği net görüntüleyemedik,işte bu overlapping dediğim olaydır,yani iki grafik üst üste biniyor ve ben ikisini net olarak göremiyorum.
peki neden overlapping oldu?

cevap,x değerlerinin aynı olması.X değerleri aynı veya yakın olduğu zaman iki grafik net olarak görüntülenemez.

Bunu engellemenin yolu da axis komutunu kullanmaktır.Axis komutu grafik üzerinde ölçeklendirme yapar(bir bölgeyi zoomlamış gibi oluyor şuanki durumda).
Kullanımı:axis([xmin xmax ymin ymax])

xmin=0
xmax=2π
ymax=0        çıkan matrixlerden görülebileceği üzre
ymin=492     çıkan matrix değerlerinden en büyüğü yazılır

kodun son hali:

X=0:0.1:2*pi
Y1=exp(X)
Y2=exp(2*X)
plot(X,Y1,'g+',X,Y2,'bo')
axis([0 2*pi 0 492])

olmuş oldu,çıkan şekil şöyle olacaktır:



DERYA GÜNDÜZ
 
Facebook

Bizi takip edin!

ESOGÜ Bilişim GünleriESOGÜ Bilişim Günleri